KARDELENIM
VE CANIM AILEM

ALLAH`A DAIR

 
 
1)İhlâs 1/604- (Ey Resulüm, Allah nasıl bir varlıktır; açıkla diyen kimseye) De ki: Allah tektir, eşi, ortağı yoktur 2) Her yaratığın muhtaç olduğu, eksiksiz bir varlıktır 3) O (Meryem gibi) doğurmadı (ve İsa gibi) doğrulmadı 4) Hiçbir şey de ona denk olmamıştır.

Allah;
-Tektir, eşi ve ortağı yoktur,
-Her şey ona muhtaçken o hiçbir kimseye ve hiçbir şeye muhtaç değildir,
-O doğurmadı ve doğrulmadı,
-Hiçbir şey ona denk ve benzer olmamıştır.
-Eğer benzeri olsaydı o da fani olurdu. Üstelik yer gök fesada giderdi.

2)Hadid 3/536- O Evveldir (başlangıcı yoktur), Sondur (bakidir), Zahirdir (varlığı birçok delille gün gibi açıktır), Batındır (zatının hakikati duyulur ve akılla idrak edilemez), o her şeyi bilendir 4) Gökleri ve yeri altı günde yaratan sonra arş’ a istiva eden odur, yere gireni ve yerden çıkanı; gökten ineni ve göğe yükseleni bilir, nerede olsanız o sizinle beraberdir, Allah yaptıklarınızı görmektedir.
Allah’ ın;
-Başlangıcı ve sonu yoktur,
-Varlığı delillerle bellidir,
-Zatının hakikati duyulur fakat akılla idrak edilemez,
-Her şeyi bilir,
-Gücü her yeri kaplamıştır,
-Yere ve göğe ineni ve çıkanı bilir,
-Nerede olursanız olun sizi görür ve bilir.
-Bu nedenlerden ötürü imanı bu ruh içinde yaşatmalıdır.

3)Enam 103/140- Gözler onu (layık olduğu şekilde) idrak edemez. Oysa Allah gözleri idrak eder. O (gözler kendini idrak edemeyecek kadar) latif ve her şeyden haberdar olandır.
Gözler onu tam olarak anlayamaz ama O, gözleri ve gözlerdeki niyetleri tam olarak anlar ve bilir.

4)Haşr 22/547- O, öyle Allah ki ondan başka hiçbir ilâh yoktur, gizliyi de bilir aşikârı da, O Rahmandır (dünyada bütün kullara merhamet edendir), Rahimdir (ahirette yalnız mü’minlere merhamet edendir). 23) O, öyle Allah ki, ondan başka hiçbir ilâh yoktur, Melik’ tir (mülk ve saltanatı devamlı olandır), Kudüs’ tür (her türlü noksanlık ve ayıplardan uzaktır), Selâm’ dır (bütün afet ve kederlerden salimdir), Mü’min’ dir (emniyet verendir), Müheymin’ dir (her şeyi gözetip koruyandır), Aziz’ dir (her şeye galiptir), Cebbar’ dır (kulların hallerini ve ihtiyaçlarını düzeltendir, varlığı çok yücedir), Mütekebbir’ dir (azamet ve ululuk sahibidir), Allah (müşriklerin kendisine) koştukları ortaklardan münezzehtir. 24) O, öyle Allah ki; Halık’ tır (her şeyi yaratıp takdir edendir), Bari’ dir (yoktan var edendir), Musavvir’ dir (bütün varlıklara şekil verendir), Esma’ ül hüsna (en güzel isimler) onundur, bütün göklerde ve yerde olanlar hep onu tespih ederler. O, Aziz’ dir (her şeye galip ve her kemale sahiptir), Hâkim’ dir (hikmet sahibidir).

O Allah ki;
-Ondan başka hiçbir ilâh yoktur,
-Gizliyi de açığı da bilir,
-Her çalışana hakkını verir,
-Ahirette yalnız mü’minlere merhamet eder,
-Mülkü ve saltanatı devamlıdır,
-Her türlü noksanlık ve ayıplardan, afet ve kederlerden uzaktır,
-Emniyet verendir,
-Her şeyi gözetip koruyandır,
-Her şeye galiptir,
-Kulların hallerini düzelten ve ihtiyaçlarını giderendir,
-Azamet ve ululuk sahibidir,
-Ortaklıktan uzaktır,
-Her şeyi yaratıp takdir edendir,
-Yoktan var edendir,
-Her şeye şekil verendir,
-En güzel isimlere sahiptir,
-Her şey onu tespih eder,
-Hikmet sahibidir bilinci ile ona inanmalıdır.

5)Bakara 255/41- Allah, o Allah’ tır ki, kendisinden başka hiçbir ilâh (tanrı, mabut) yoktur. O, ezeli ve ebedi hayat ile bizatihi (kendiliğinden) diridir (bakidir), zat ve kemal sıfatlarıyla yaratıkların bütün işlerine hâkim ve kaimdir, her şey onunla kaimdir. Onu ne bir dalgınlık ne de uyku tutmaz, (gökte ve yerde ) ne varsa hepsi onun, izni olmadıkça katında kim şefaat edebilir? O, bütün varlıkların (dünya ve ahirete ait) önlerinde ve arkalarındaki gizli ve açık her şeyini bilir, onlar (yaratıklar) ise Allah’ ın dilediği kadarından başka ilâhi ilimden hiçbir şey kavrayamazlar. O’ nun kürsüsü (mülk ve saltanatı) gökleri ve yeri çevrelemiş, kaplamıştır. Gökleri ve yeri korumak, gözetmek ona zorluk ve ağırlık vermez. O çok yüce ve çok büyüktür.

Allah;
-Tektir,
-Ezeli ve ebedidir,
-Kendiliğinden diridir,
-Her şey onundur ve onunla vardır,
-Her iş onunla yürür,
-Onu dalgınlık ve uyku tutmaz,
-İzni olmadıkça kimse şefaat edemez,
-Bütün varlıkların önlerinde ve arkalarında olacak her şeyi bilir,
-Onun dilediğinden fazla bir şey kavranılamaz,
-Mülk ve saltanatı gökleri ve yerleri kaplar,
-Koruyan ve gözetendir ve bunları yaparken zorluk ve ağırlık duymaz,
-Ona çok yüce ve çok büyük bir varlıktır inancı ile bakmalıdır.

6)Kasas 88/395- Ondan başka hiçbir ilâh yoktur, O’ nun zatından başka her şey helâk olacaktır, hüküm ancak onundur ve siz ancak ona döndürüleceksiniz.

O’ nun;
-Zatından başka her şey yok olacaktır,
-Söz onundur ve yine herkes O’ na döndürülecektir.
-Evren ile Allah’ı özdeş görenler iflas etmiştir.

7)Mü’minun 84/346- De ki: Kimin o arz ve ondaki bütün varlıklar, biliyor musunuz? 85) Onlar diyecekler ki Allah’ ındır, sen de ki: O halde düşünüp Allah’ ın kudretini anlamaz mısınız?
Arz ve arzdakiler kimin dense her aklını kullanabilen;
-Allah’ ındır der,
-Öyle ise O’ ndan başkasına da kulluk yapmamalıdır.

8)Bakara 164/24- Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün arka arkaya gelişinde, insanlara yarar şeyleri denizde götürüp giden gemide, yeryüzü kuruduktan sonra Allah’ ın gökten yağmur indirerek arzı diriltmesinde, o arz da her türlü hayvanatı yaymasında, rüzgârları her taraftan estirmesinde, yer ile gök arasında Allah’ ın emrine tâbi bulutta, akıl ve düşünce sahibi olan bir millet için Allah’ ın birliğine, kudret ve yüceliğine delâlet eden elbette birçok alâmetler vardır.

Akıl ve düşüncesini iyi kullananlar için;
-Göklerin ve yerin yaratılışında,
-Gece ve gündüzün arka arkaya gelişinde,
-Denizde giden gemide,
-Yağmurla yeşeren toprakta,
-Her türlü hayvanatın dağılışında,
-Esen rüzgârda,
-Emirle hareket eden bulutta Allah’ ın birliğini, kudret ve yüceliğini gösteren birçok deliller vardır.
-İmanı canlı tutmak için her fırsatta bu delilleri ve olayları tekrar tekrar gözlemelidir.

9)Fatır 41/438- Şüphesiz ki Allah gökleri ve yeri nizamları bozulmasın diye tutuyor. Andolsun onların nizamları eğer bir bozulursa kendisinden başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz o azap için acele etmez ve çok bağışlayıcıdır.

Dikkat edilirse;
-Gökleri ve yerleri yaratan ve düzeni bozulmasın diye boşlukta tutan Allah’ tır.
-Eğer onların düzeni bozulacak olsa O’ ndan başka kimse düzeltemez.
-Bu olayı tekrar tekrar düşünerek net bir imana ulaşılmalıdır.

10)Enam 96/139- O gece karanlığından sabahı yarıp çıkarandır, geceyi de istirahat için, güneşi ve ayı da vakitler için bir hesap olarak yarattık. İşte bütün bunlar mutlak galip (her şeyi) kemali ile bilen Allah’ ın takdiridir.
Allah;
-Geceden sabahı çıkaran,
-Geceyi dinlenme vakti yapan,
-Güneş ve ayı da takvim olarak yaratandır. Ayrıca güneşi yazın ve kışın farklı farklı yerlerden doğup batırması,
-Bu olayları dikkatle gözlemleyenlerin er geç iman edeceğini ümit etmekteyiz.

11)Rahman 19/531- (Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiş, birbirine kavuşuyorlar. 20) (Fakat) birbirine karışmaya engel (Allah tarafından) bir perde var.
Su çeşitlerini göz önüne getirirsek tatları ve ısıları farklı olan denizlerin birbirine kavuşmasına rağmen karışmamaları ilahi bir gücün eseridir. Bu da hayranlıkla imanı gerektiren bir olaydır.

12)Abese 24/584- Bir de insan yediği yemeğine baksın (onu rızık olarak kendisine nasıl verdik).
“ Yediğinize bakın “ emrine dikkatle bakılırsa insanların düşünme ve akıl yürütmeye çağırıldıkları görülmektedir. Ayrıca;
-Kuru topraktan bol bol sulu üzüm, karpuz, kavun, portakal vs. gibi nimetlerin verilmesinde,
-Çölde Medine hurması ile birçok vitamin ihtiyacının giderilmesinde,
-Narın zarlarla portakalın dilimlerle bölümlere ayrılması ve o güzel dizilişlerinde,
-Peteklerle insana sunulan balda,
-Kan ve pislik arasından çıkarılan sütte,
-Bir buğdaydan yüzlerce buğday, sonra un, sonra fırında pişmesi ve sonra midede iyice sindirildikten sonra kana geçerek insana güç vermesinde Allah’ ın kudretine delalet eden ve taklit edilemeyen deliller olup inşallah düşünen temiz akıl sahipleri için bir iman nedeni olur.

13)Nahl 66/273- Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır. Size, onların karnındaki işkembe pisliği ile kan arasından halis bir süt içiriyoruz ki içenlerin boğazından afiyetle geçer.
Kanla pislik arasından tertemiz bir süt verilişi de ilahi sanatın eşsizliğini göstermektedir.

Not:Ortam ne kadar şirk ve küfürle kirlenirse kirlensin bu ayetle süt gibi tertemiz ihlâslı olunabileceği düşünülmelidir.

14)Nahl 68/273- Senin Rabbin, bal arısına da şöyle vahyetti: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan kendine evler edin. 69) Sonra meyvelerin hepsinden ye de, Rabbinin sana has kıldığı (şaşırmayacağın) yayılım yollarına çık, o arıların karınlarından renkli muhtelif bal çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Doğrusu bunda düşünecek bir topluluk için (Allah’ ın hikmet ve emrine delalet eden) büyük bir alamet vardır.
Allah bal arısına;
-Dağlardan, ağaçlardan, kovanlardan evler edin,
-Tüm meyvelerden ye,
-Şaşırmayacağın yollardan giderek beslen diye ilham etmesi,
-Arıların karnından renkleri çeşitli, içinde insanlar için şifa bulunan bir bal çıkarması da düşünen bir toplum için ibret ve delil kaynağıdır.

15)Gaşiye 17/592- (O kâfirler ibret gözü ile) hâlâ bakmazlar mı deveye, nasıl yaratılmış (kudret ilmimize dalalet eden eserleri onda görmezler mi?) 18) Göğe bakmazlar mı nasıl yükseltilmiş? 19) Dağlara bakmazlar mı nasıl dikilmiş? 20) Yerlere bakmazlar mı nasıl döşenmiş?
İlahi sanatı görmek için;
-Deveye,
-Direksiz göğe,
-Denge unsuru dağlara,
-Yayılıp döşenmiş yerlere ibretle bakılmalı, düşünülmeli ve imanı bir kez daha yenilemelidir.

Not:İbretle bakılması istenen devenin özellikleri;
-İyilik edene itaat etmesi, öfkelendiren kişiye ise tükürmesi,
-Bir kere gittiği yolu unutmaması ve o yol üzerindeki tehlikeleri sezmesi,
-Deve üzerinde oturulacak yerin daha tüylü olması,
-Fazla yük olursa bağırması,
-Görme, işitme, koklama organlarının çöl kumlarına karşı korunmuş olması,
-Çölde saatte 10-15 km yol alması,
-18 saat durmadan gidebilmesi,
-Hörgücündeki suyu nedeniyle susuzluğa dayanıklı olması,
-Hörgücünün termus görevi gibi (suyun soğukluğunu ve tazeliğini koruyucu bir şekilde) bir fonksiyonunun olması vs.

16)Enam 59/133- … Onun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez…
Not: Allah ezeli ve ebedi bilgisi ile tüm zamanlara ait her şeyi bilir ve bildirmiştir.Bu nedenle “ Peygamber şimdi gelse muhakkak bizim yanımızda yer alırdı. “ veya “ Muhakkak bunu da yapardı. “ demek peygamberin sünnetini ve Allah’ ın ilim ve basiret sıfatını bilmemekten kaynaklanmaktadır. Çünkü açıklanmış olan hak ve batıla ait hükümler kıyamete kadar geçerlidir.

17)Lokman 27/412- Yeryüzündeki her bir ağaç kalem, deniz de (mürekkep) olup arkasından yedi deniz de ona destek olsa yine Allah’ ın kelimeleri (yazmakla) bitmezdi. Allah mutlak üstünlük sahibidir, her şeyi bir hüküm ve hikmete göre yapar.
Bütün;
-Ağaçlar kalem,
-Denizlerde yedi misli olarak mürekkep olsa
-Allah’ ın sonsuz kelimeleri yazılmakla yine de bitmezdi.
-Bu da O’ nun ilminin sonsuzluğunu göstermektedir.

18)Zuhruf 11/489- O Allah ki; gökten bir ölçü ile yağmur indirmektedir. İşte biz onunla ölü bir beldeye hayat vermekteyiz. Siz de (ölmüşken kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız.
Gökten bir ölçü ile;
-Yağmur damlalarını, insanların kafasını kırmayacak şekilde indirerek ölü toprağı yeşertmesi gibi
-Ölüleri de bu şekilde diriltecektir.

Çok önemli bir not:
-Yerlerin ve göklerin boşlukta tutulduğunu,
-Suların tabaka tabaka yaratıldığını,
-Allah’ ın bal arısına vahyetmesini,
-Yağmurun bir ölçü ile indirilmesini Allah vahyedinceye kadar peygamber dâhil bu olayları hiç kimsenin bilmeyişi.
-Bu olayların vahiy ile bildirilmesi ve bugün de ilmen ispatlanması Allah’ ın varlığına, peygamberin ve Kur’an’ ın hak olduğuna düşünenler için çok önemli bir delildir.

19)Nahl 17/268- Hiç yaratan varlık yaratmayana benzer mi? Hâlâ düşünmüyor musunuz?
Yaratan;
-Yarattığı fani olan varlıklarına benzemez,
-Benzeseydi o da fani olurdu.

20)Hac 73/340- Sizin Allah’ tan başka taptıklarınız bir sinek bile yaratamazlar, velev ki hepsi bunun için toplansalar...
Allah’ tan başka ilahlaştırılanların hepsi birlik olsa da bir sinek bile yaratamazlar.

21)Nahl 20/268- (Kâfirlerin) Allah’ ı bırakıp ta taptıkları (putlar) hiçbir şey yaratamazlar, çünkü onlar kendileri yaratılmışlardır.

22) Nisa 136 / 99 - Ey inananlar! Allah’ a, peygamberine, indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara iman (da sebat ve devam) edin, …
İman etmiş olanlar;
-İmanlarını tekrar tekrar kontrol ederek şirksiz bir şekilde imanına devam etmeli,
-Sonra da imanında ölünceye kadar kararlı olmalıdırlar.

ALLAH GERÇEĞİNE NASIL BAKMALIYIZ? SORUSUNA
BU AYETLER IŞIĞINDA CEVAPLAR

-Allah tektir, eşi ve ortağı yoktur, hâşâ olsaydı o zaman mücadele olur ve evrenin dengesi altüst olurdu,
-Allah doğmadı ve doğurmadı, hâşâ öyle olsaydı o da fani olurdu,
-Allah muhtaç olsaydı kimseye rızık veremezdi,
-Yerleri, gökleri boşlukta tutan Allah’ ı eğer zorluk, ağırlık veya uyku tutsa her şey altüst olur ve hiçbir güç de tekrar düzeltemezdi,
-Allah eğer fani olsaydı, bizim gibi aciz olurdu ve yerler, gökler, ağaçlar, denizler vs. hiç biri olmazdı,
-Her şey Allah’ ındır ve onun isteği doğrultusunda hareket etmektedir,
-Göklerin direksiz ve pürüzsüz yaratılışında, gece ve gündüzün dakika hatta saniyesinde bile düzenli olarak devamında, suya kaldırma gücü vererek gemilerin gitmesinde, yağmurla yeri diriltmesinde ve yeşertmesinde, hayvanları kullarının hizmetine ve beslenmesine vermesinde, rüzgârlarla birçok işlerin yapılmasında ve bulutların yağmur bölgesine götürülmesinde zihni kirlenmeyenler için Allah’ ın birlik ve kudreti için birer delildir,
-Karanlıktan aydınlığı, aydınlıktan da karanlığı çıkarması, güneşi yazın ve kışın ayrı ayrı yerlerden doğup batırması, ayı da hilal ve dolunay şeklinde hareket ettirmesi kendisi için birer delildir,
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol